MELEKLERDEN PEYGAMBER OLUR MU OLMAZ MI?
İddianın gücü: Zayıf
İLGİLİ AYETLER:
Olmaz:
İsra/95:De ki: “Yeryüzünde yerleşip dolaşanlar melek olsalardı, biz
de onlara gökten peygamber olarak bir melek gönderirdik.”
Olur:
Hac/75:Allah meleklerden ve insanlardan peygamberler seçer. Doğrusu
Allah işitir ve görür.
Fatır/1:Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer,
dörder kanatlı elçiler kılan Allah’a mahsustur.
Cevap:
Ayette geçen resul kelimesi elçi anlamındadır.Ve Cebrail
ayetleri peygamberimize getirirken elçilik görevi görmüştür.Yani peygamberimiz
de elçi idi ,Cebrail de.
İsra /95 teki vurgu, vahiy getiren meleği görmek
istediklerini söyleyen inkârcılara verilen bir cevaptır. Meleği görmek için
onun bir peygamber olması gerekir. Yeryüzünde melek denilen bir ümmet
olmadığına göre, bir meleğin peygamber olması da söz konusu değildir.
Fatır suresi1. ayette ise, yine meleklerin elçiler
kılındığına dair bir ifade olmakla beraber, bunların insanlık
camiasına gönderilen elçiler olduğuna dair bir ifade söz konusu değildir.
Özet : Fatır suresindeki meleklerin elçiliği
Allah ile insanlardan olan peygamberler arasında yaptıkları görev
ile insanlara yaptıkları ilhamlar ve kainat çapında aldıkları
görevlerle ilgilidir.
İBLİS MELEK Mİ CİN Mİ?
İLGİLİ AYETLER :
İblis melektir:
Taha/116:
A - Hani meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de, İblis’ten başka melekler hemen saygı ile eğilmişler; İblis bundan kaçınmıştı.
A - Hani meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de, İblis’ten başka melekler hemen saygı ile eğilmişler; İblis bundan kaçınmıştı.
B - Yukarıda verilen meal hatalıdır.Doğrusu : (Hani meleklere «Adem'e secde ediniz» dedik de hemen secde ettiler. Yalnız iblis bu emre uymadı.) şeklindedir.( fizilalil kuran)
İblis cindir:
Kehf/50:Hani biz meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis’ten başka hepsi saygı ile eğilmişlerdi. İblis ise cinlerdendi de Rabbinin emri dışına çıktı. Şimdi siz, beni bırakıp da İblis’i ve neslini, kendinize dostlar mı ediniyorsunuz?
Cevap:
Aslında ortada bir çelişki yok fakat Taha / 116 ya verilen kasıtlı veya kasıtsız fazladan “İblisten başka melekler “ ifadesi ortaya çelişki çıkarıyor.Bu meal yanlıştır (A) .Doğru meal ( B) yapılınca zaten sorunda ortadan kalkıyor.
İslam itikadına göre :
Ateşten yaratılan İblis, nurdan yaratılan melekler arasında idi, onlara hocalık ediyordu. Melekler topluluğunda olduğu için, (Bu topluluğa, secde edin emri verdik, cin taifesinden olan İblis, secde etmedi)deniyor.
Özet: Çelişki kasıtlı/kasıtsız yanlış mealden kaynaklanıyor.Doğru tercüme yapılınca zaten ortada çelişki falan da kalmıyor.
MERYEM'LE KAÇ MELEK KONUŞTU?
İddia:
Meryem’in meleklerle konuştuğundan bahsedilen ayetlerde bir yerde tek melek olduğu diğer yerde çoğul bir ifade olduğu dolayısıyla bu iki ayet grubu arasında bir çelişki oluştuğu...Ayet:
Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril'i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü. Demişti ki: "Gerçekten ben, senden Rahman (olan Allah)a sığınırım. Eğer takva sahibiysen (bana yaklaşma)."Demişti ki: "Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan etmek için (buradayım)." (19 Meryem Suresi - 17/19)
(Zekeriya) "Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver." dedi. "Sana alamet, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam sabah O’nu tesbih et." dedi. Hani melekler: "Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı." demişti. "Meryem, Rabbine gönülden itaatte bulun, secde et ve rüku edenlerle birlikte rüku et." (3 Âli İmran Suresi - 41/43)
Cevap:
Bu iki ayet grubu okunduğunda farklı iki olay anlatıldığı görülmektedir. Meryem suresindeki ayetlerde Meryem’in Cebrail ile karşılaşmasından söz edilir. Âli İmran suresindeki ayetlerde ise anlatılan farklı bir olaydır. Burada başka bir yerde, başka bir zamanda Meryem ile meleklerin konuşmasından söz edilmektedir.
Özet:
Bir yerde çoğul meleklerden söz edilmesi ile diğer yerde tek ruhtan (Cebrail) söz edilmesi arasında bir çelişki yoktur.
BEDİR'DE MELEKLER SAVAŞTI MI? NASIL? DİĞER SAVAŞLARDA NEDEN SAVAŞMADILAR?
İddianın gücü: Orta
İddianın gücü: Orta
İddia:Savaşta Müslümanlara melek ordusuyla destek veriliyormuş. Galip gelinen savaşta melekler var, mağlup olunan da neden yardımcı olmamışlar acaba?Ayrıca sayı 1000 mi,3000 mi ,5000 mi?
Ayetler:
Eğer siz Allah’a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır. Muhammed, 7.
"Rabbinizi yardıma çağırıyordunuz. O: "Ben size birbiri peşi sıra bin melekle yardım ederim" diye buyurmuştu." (Enfal: 9)
Ve andolsun ki, Bedir (savaşında), siz (sayıca ve silahça) daha zayıf bir halde iken, Allah size yardım etti. Artık Allah'a karşı takva sahibi olun. Ve umulur ki böylece siz şükredersiniz!Ali İmran:123
O zaman mü'minlere (şöyle) diyordun: "Rabbinizin, indirilen meleklerden üç bini ile size yardım etmesi, size kâfi gelmiyor mu?" Ali İmran:124
Bilâkis, eğer siz sabrederseniz ve takva sahibi olursanız ve onlar size aniden gelirlerse (saldırırlarsa), Rabbiniz bu nişaneli meleklerden beş bini ile size yardım eder. Ali İmran:125
Yardımın şekli: (Enfal)
9. (Savaşta zor durumda kaldığınızda) Rabbinizden yardım istemiştiniz. Sonra Rabbiniz “Birbirine denk güçteki meleklerle elbette sizin imdadınıza yetişeceğim” diye cevap vermişti.
10. Allah’ın bu yardımı yalnızca bir müjdedir. Bu müjde, kalplerinizin yatışması içindir. (Şunu iyi bilin ki) Yardım etmek yalnızca Allah’ın elindedir. Elbetteki Allah en güçlü olan ve her şeyin hükmünü verendir.
11. Rabbinizin bir güvencesi olarak siz hafif bir uykuya dalmıştınız ve üzerinize gökten sizi tertemiz yapmak, şeytanın bulaştırdığı kirleri gidermek, kalplerinizi sağlamlaştırmak ve ayaklarınızı (düşman karşısında güçlü durarak) sabitleştirmek için yağmur indiriyordu.
12. Rabbin meleklere “Ben sizinle beraberim. O halde inananların kalplerini güçlendirin. Bende gerçeği inkar edenlerin kalplerine şüphe salacağım. O zaman sizde o inkarcıların boyunlarına vurun, vurun tüm parmaklarına” dedi.
"Sizi de onların gözlerinde azaltıyordu" (Enfal\. 44)
Biz peygamberimize ve inananlara hem dünya hayatında hem de şahitlerin şahitlik edecekleri günde (kıyamette) elbette yardım ederiz.(MÜ'MİN/51)
Cevap:
Ayetlerin tefsiri İslam alimleri arasında tartışmalıdır. Allah (c.c)'nun meleklerle yardımının ne şekilde olduğu, savaşta işlevlerinin insan şeklinde mi, süvari şeklinde mi yoksa hem insan hem süvari şeklinde mi, maddi veya manevi mi olduğu konusunda değişik görüşler vardır. İki zıt görüşün özeti şudur:
1.Bedir'de fiili bir yardım söz konusudur.
2.Bedir'de fiili değil, manevi bir yardım söz konusudur.
İkinci görüş daha tutarlı görünmektedir.Bu görüşe göre bahsedilen olayların tarihsel akışı şu şekildedir:
Bedir savaşı anında 1000 melekle Müslümanlar manevi olarak desteklenmiştir.[Enfal:9-12,Enfal:44, Mumin:51].Rivayete göre Müslümanlar Bedir Savaşı’nda Kürz b. Cabir el-Muharibi adında bir Arap liderinin, yanındaki savaşçılarla birlikte müşriklere yardıma geleceğini haber alınca kaygılanmışlar; bunun üzerine Hz. Peygamber aldığı vahye dayanarak bu ayetlerde belirtildiği şekilde Müslümanlara müjde vermiş ve onların morallerini yükseltmiştir.(Gerekirse 3000 melekle yardım edileceği söylenmiş- saldırı olursa 5000 meleğin bile yardıma gelebileceği mücahitlere açıklanmış) Müşriklerin yenilgiye uğradıklarını haber alan Kürz ise yardıma gelmekten vazgeçmiştir. (İbn Kesir, ilgili ayetlerin tefsiri)Savaş 1000 meleğin katılımıyla sona ermiştir.
Bedir savaşı Müslümanların İslam tarihinde tecrübe ettikleri ilk savaştır. İslam dini yeni ve olağan üstü hassasiyete sahipti. Bunun karşısında İslam’ı yok etmek dışında hiçbir şeye rıza göstermeyen put perest ve müşrik bir toplum yer almıştı. Bunları dikkate aldığımızda Müslümanların yok olması demek peygamberin ölmesi ve İslam’ın yer yüzünden silinmesi demektir.Oysa ki İslam son din Hz. Muhammed de son peygamberdi ve din henüz tamamlanmamıştı.Bu nedenle Bedir ‘de bir şekilde Müslümanlara yardım edilmiştir.
Eğer siz Allah’a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır. Muhammed, 7.
"Rabbinizi yardıma çağırıyordunuz. O: "Ben size birbiri peşi sıra bin melekle yardım ederim" diye buyurmuştu." (Enfal: 9)
Ve andolsun ki, Bedir (savaşında), siz (sayıca ve silahça) daha zayıf bir halde iken, Allah size yardım etti. Artık Allah'a karşı takva sahibi olun. Ve umulur ki böylece siz şükredersiniz!Ali İmran:123
O zaman mü'minlere (şöyle) diyordun: "Rabbinizin, indirilen meleklerden üç bini ile size yardım etmesi, size kâfi gelmiyor mu?" Ali İmran:124
Bilâkis, eğer siz sabrederseniz ve takva sahibi olursanız ve onlar size aniden gelirlerse (saldırırlarsa), Rabbiniz bu nişaneli meleklerden beş bini ile size yardım eder. Ali İmran:125
Yardımın şekli: (Enfal)
9. (Savaşta zor durumda kaldığınızda) Rabbinizden yardım istemiştiniz. Sonra Rabbiniz “Birbirine denk güçteki meleklerle elbette sizin imdadınıza yetişeceğim” diye cevap vermişti.
10. Allah’ın bu yardımı yalnızca bir müjdedir. Bu müjde, kalplerinizin yatışması içindir. (Şunu iyi bilin ki) Yardım etmek yalnızca Allah’ın elindedir. Elbetteki Allah en güçlü olan ve her şeyin hükmünü verendir.
11. Rabbinizin bir güvencesi olarak siz hafif bir uykuya dalmıştınız ve üzerinize gökten sizi tertemiz yapmak, şeytanın bulaştırdığı kirleri gidermek, kalplerinizi sağlamlaştırmak ve ayaklarınızı (düşman karşısında güçlü durarak) sabitleştirmek için yağmur indiriyordu.
12. Rabbin meleklere “Ben sizinle beraberim. O halde inananların kalplerini güçlendirin. Bende gerçeği inkar edenlerin kalplerine şüphe salacağım. O zaman sizde o inkarcıların boyunlarına vurun, vurun tüm parmaklarına” dedi.
"Sizi de onların gözlerinde azaltıyordu" (Enfal\. 44)
Biz peygamberimize ve inananlara hem dünya hayatında hem de şahitlerin şahitlik edecekleri günde (kıyamette) elbette yardım ederiz.(MÜ'MİN/51)
Cevap:
Ayetlerin tefsiri İslam alimleri arasında tartışmalıdır. Allah (c.c)'nun meleklerle yardımının ne şekilde olduğu, savaşta işlevlerinin insan şeklinde mi, süvari şeklinde mi yoksa hem insan hem süvari şeklinde mi, maddi veya manevi mi olduğu konusunda değişik görüşler vardır. İki zıt görüşün özeti şudur:
1.Bedir'de fiili bir yardım söz konusudur.
2.Bedir'de fiili değil, manevi bir yardım söz konusudur.
İkinci görüş daha tutarlı görünmektedir.Bu görüşe göre bahsedilen olayların tarihsel akışı şu şekildedir:
Bedir savaşı anında 1000 melekle Müslümanlar manevi olarak desteklenmiştir.[Enfal:9-12,Enfal:44, Mumin:51].Rivayete göre Müslümanlar Bedir Savaşı’nda Kürz b. Cabir el-Muharibi adında bir Arap liderinin, yanındaki savaşçılarla birlikte müşriklere yardıma geleceğini haber alınca kaygılanmışlar; bunun üzerine Hz. Peygamber aldığı vahye dayanarak bu ayetlerde belirtildiği şekilde Müslümanlara müjde vermiş ve onların morallerini yükseltmiştir.(Gerekirse 3000 melekle yardım edileceği söylenmiş- saldırı olursa 5000 meleğin bile yardıma gelebileceği mücahitlere açıklanmış) Müşriklerin yenilgiye uğradıklarını haber alan Kürz ise yardıma gelmekten vazgeçmiştir. (İbn Kesir, ilgili ayetlerin tefsiri)Savaş 1000 meleğin katılımıyla sona ermiştir.
Bedir savaşı Müslümanların İslam tarihinde tecrübe ettikleri ilk savaştır. İslam dini yeni ve olağan üstü hassasiyete sahipti. Bunun karşısında İslam’ı yok etmek dışında hiçbir şeye rıza göstermeyen put perest ve müşrik bir toplum yer almıştı. Bunları dikkate aldığımızda Müslümanların yok olması demek peygamberin ölmesi ve İslam’ın yer yüzünden silinmesi demektir.Oysa ki İslam son din Hz. Muhammed de son peygamberdi ve din henüz tamamlanmamıştı.Bu nedenle Bedir ‘de bir şekilde Müslümanlara yardım edilmiştir.
Muhammed:7’ye bakarsak ; “Allah’a yardım etmekten” ve “Allah da size yardım eder” den bahsediliyor.“Allah’a yardım etmekten” maksat sadece Allah yolunda cihat etmek ve sadece Allah dinini teyit ve kelimetullahı yüceltmek için cihat etmektir. Toprakları kazanmak veya ganimet ele geçirmek için cihat etmek değildir. Kendi sanatkar olduğunu veya cesur olduğunu ilan etmek için de değil. “Allah da size yardım eder”den maksatta düşmanlara karşı galip gelmek için gerekli nedenleri sizler için oluşturmaktır. Örneğin düşmanlarınızın sizden korkmalarını sağlamak için kalplerine korku sokar. İşlerin sizin lehine ve düşmanlarınızın aleyhine gelişmesini sağlar. Kalplerinizi sağlamlaştırır ve cesur kılar.Yardımın şeklini buradan anlıyoruz.Diğer türlü fiziki bir yardım olsaydı ,değil binlerce melek, tek bir melek, hatta Allah'ın dilemesiyle zaten kafirler helak olurdu.Ayrıca ; Müslümanlar o gün müşriklerden 70 kişiyi öldürmüşler, 70 kişiyi de esir etmiştiler.Meleklerin fiilin savaşmasıyla tek bir canlı bile kalmaması gerekirdi.
Melekler sadece Müslümanları teşvik etmek ve onlara müjde vermek ve gönüllerini rahatlatmak içindi. Ellerine kılıç alıp onlarla birlikte düşmana karşı savaşmak için değildir. Yani İsrail oğulları gibi bir köşede oturarak Allah'ı savaşmakla görevlendirmek doğru değildir. Onların yaptığının aynısını bizimde yapmamız kesinlikle doğru olmaz. Onlar köşelerine çekinip şöyle dediler: “Ey Musa onlar (düşmanlarının) orada bulundukları sürece biz oraya girmeyeceğiz. Öyle ise biz burada oturacağız sen Rab'binle git onlarla savaş.” Bu anlayışa göre Allah istese zaten tüm kafirleri yok eder ve yer yüzü Müslümanlarla dolardı.Hiç bir savaş da gerek yoktu.Oysa ki bir imtihan içindeyiz.Allah yoktan var etmesine rağmen her şeyi sebebiyle birlikte yaratıyor.O gün de Müslümanların savaşması gerekiyordu.
Melekler sadece Müslümanları teşvik etmek ve onlara müjde vermek ve gönüllerini rahatlatmak içindi. Ellerine kılıç alıp onlarla birlikte düşmana karşı savaşmak için değildir. Yani İsrail oğulları gibi bir köşede oturarak Allah'ı savaşmakla görevlendirmek doğru değildir. Onların yaptığının aynısını bizimde yapmamız kesinlikle doğru olmaz. Onlar köşelerine çekinip şöyle dediler: “Ey Musa onlar (düşmanlarının) orada bulundukları sürece biz oraya girmeyeceğiz. Öyle ise biz burada oturacağız sen Rab'binle git onlarla savaş.” Bu anlayışa göre Allah istese zaten tüm kafirleri yok eder ve yer yüzü Müslümanlarla dolardı.Hiç bir savaş da gerek yoktu.Oysa ki bir imtihan içindeyiz.Allah yoktan var etmesine rağmen her şeyi sebebiyle birlikte yaratıyor.O gün de Müslümanların savaşması gerekiyordu.
Bu ikinci görüşte olan alimler Enfal:12 ayetlerindeki “Vurun boyunlarının üstüne ” hitabının meleklere değil Müminlere olduğunu söylemişlerdir. Bu takdirde bu cümle ile önceki cümlenin araları ayrılmış olmaktadır.Meal şöyle olmaktadır:
'Hani, Rab'bin (inananlara ulaştırılmak üzere) meleklere: mutlaka sizinle beraberim! (mesajını) vahyetmişti.(ve meleklere): imana erenleri (benim şu sözlerimle) yüreklendirin: hakkı inkara kalkanların kalplerine korku salacağım; öyleyse (ey inananlar) onların boyunlarını vurun, parmaklarını kırın!''
Fiili yardım yapıldığını savunan 1. görüşte olanlar ise kendi arasında ikiye ayrılmaktadırlar:
1. Kılıç elde melekler savaştı.
2. Birebir kılıç kalkan elde bir savaş değil, İslam ordusunun kafirlere yaptığı darbelerin tam isabet edip yerlerine gelmeleri anlamında bir yardımları olmuştur. Ayrıca karşıdaki kafirlerin sindirilmeleri, etkisiz hale getirilmeleri için bu melekler Allah'ın yardımıyla yapmaları gerekenleri yapmıştır.
Meleklerin kılıç elde savaştıklarını anlatanların bazı hadis rivayetleri şöyledir:
[[Abdullah b. Abbas'a, Gıfâr oğullarından bir zat şöyle
anlatmıştır :
"Amcamın oğlu ile gelip dağa çıkmıştık ki, dağın üzerinden Bedir görünüyordu. O zaman, ikimiz de müşriktik. Çarpışmada kimin yenileceğini gözetliyor,yenenlerle birlikte biz de yağmalayalım diye bekliyorduk. Dağda bulunduğumuz sırada idi ki, bize yaklaşan bir bulutun içinde atların kişnemelerini işittik! Ben, birisinin:
'Hayzum! İleri! dediğini de işittim. Amcamın oğlu, korkudan yüreğinin zarı yırtılıp, olduğu yerde öluverdi! Ben de az kalsın ölecektim, kendimi zor tuttum !" İbn İshak. İbn Hişam Sîre, c. 2, s. 285, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 76, 77, Taberî, Tarih, c. 2, s. 283, İbn Esir, Kâmil, c. 2, s. 129, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 259-260, Zehebî, Megâzî, s. 39, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 279-280.
"Amcamın oğlu ile gelip dağa çıkmıştık ki, dağın üzerinden Bedir görünüyordu. O zaman, ikimiz de müşriktik. Çarpışmada kimin yenileceğini gözetliyor,yenenlerle birlikte biz de yağmalayalım diye bekliyorduk. Dağda bulunduğumuz sırada idi ki, bize yaklaşan bir bulutun içinde atların kişnemelerini işittik! Ben, birisinin:
'Hayzum! İleri! dediğini de işittim. Amcamın oğlu, korkudan yüreğinin zarı yırtılıp, olduğu yerde öluverdi! Ben de az kalsın ölecektim, kendimi zor tuttum !" İbn İshak. İbn Hişam Sîre, c. 2, s. 285, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 76, 77, Taberî, Tarih, c. 2, s. 283, İbn Esir, Kâmil, c. 2, s. 129, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 259-260, Zehebî, Megâzî, s. 39, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 279-280.
Ebu Useyd Malik b. Rebia :
"Eğer bugün Bedir'de olsaydım ve gözüm de yanımda görür halde bulunsaydı, ben size meleklerin çıkıp geldikleri dağ boğazını muhakkak gösterirdim! Bunda şek ve şüphe etmiyorum!" İbn İshak, İbn Hişam, Sire, c. 2, s. 28 6, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 76, Taberî, Tefsir, c. 4, s. 77, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 3, s. 81, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 260, Zehebî, Megâzî, s. 40, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 280.
"Eğer bugün Bedir'de olsaydım ve gözüm de yanımda görür halde bulunsaydı, ben size meleklerin çıkıp geldikleri dağ boğazını muhakkak gösterirdim! Bunda şek ve şüphe etmiyorum!" İbn İshak, İbn Hişam, Sire, c. 2, s. 28 6, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 76, Taberî, Tefsir, c. 4, s. 77, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 3, s. 81, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 260, Zehebî, Megâzî, s. 40, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 280.
Sa'd İbn-i Ebi Vakkas (r.a) şöyle
dedi:
"Uhud gününde Rasulullah (s.a.s)'in
beraberinde beyaz elbiseli iki adamın onu koruduklarını ve çok şiddetli bir
şekilde çarpıştıklarını gördüm. Bu iki kişiyi ne daha önce ne de daha sonra
gördüm." Bununla Cibril ve Mikail'i kastediyordu. (Buhari, Müslim)
Hz. Ömer şöyle anlatıyor:
“Bedir günü gelince Allah Resulü, kendi arkadaşlarının 305,
müşriklerin ise 1000 kişi kadar olduğunu görerek hemen kıbleye döndü, ellerini
kaldırdı ve rabbine yalvarmaya başladı: ‘Allahım, bana olan sözünü yerine
getir, vaad ettiğini ver! Allahım eğer şu bir avuç müslümanı helak edersen
yeryüzünde şirk koşmadan sana ibadet eden kimse kalmayacak!’ O, kıbleye dönük
vaziyette ellerini her an biraz daha semaya doğru uzatarak durmadan rabbine
yalvarıyordu; öyle ki sonunda abası omzundan sıyrılıp yere düştü, Ebu Bekir
gelip abasını yerden alarak omzuna örttü, sonra onu kucakladı ve şöyle dedi:
‘Ey Allah’ın Elçisi! Artık yeter, O sana vaad ettiğini kesin olarak
verecektir!’ Bu hadise üzerine Enfal Suresinin 9. ayeti nazil oldu.” (Müslim,
Cihad, 58)
«Müşriklerden birinin peşine düştüm. Ona vurmak istedim ama
daha kılıcım başına değmeden önce başının koptuğunu gördüm. Anladım ki onu
benden başkası (yani bir melek) öldürmüştür.» (Ebu Davud)
Sahi bin Hanif'ten şöyle rivayet edilmiştir: «Bedir Günü'nde
birini gördüm. Bizden herhangi bir kişi kılıcıyla bir müşriğe hamlede
bulunuyor ve kılıç daha ona dokunmadan onun kellesi bedeninden ayrılıyordu.» ]]
Özet:
Bedir'de 1000 melekle Müslümanlara manevi bir güç takviyesi yapılmış.Yeni bir tehlike haberinden sonra 3000 melek daha vaat edilmiş.Yetmezse bu sayının 5000 meleğe çıkarılacağı haber verilmiştir.Allah Uhud’da da Müslümanlara yardım etmiştir.Fakat çaba ve gayretleri yetersiz olduğu için ve yaptıkları hatalar neticesinde başarısız olmuşturlar.
Özet:
Bedir'de 1000 melekle Müslümanlara manevi bir güç takviyesi yapılmış.Yeni bir tehlike haberinden sonra 3000 melek daha vaat edilmiş.Yetmezse bu sayının 5000 meleğe çıkarılacağı haber verilmiştir.Allah Uhud’da da Müslümanlara yardım etmiştir.Fakat çaba ve gayretleri yetersiz olduğu için ve yaptıkları hatalar neticesinde başarısız olmuşturlar.