ALLAH , İMAN TARTIŞMALI AYETLER

ALLAH NEDEN KENDİNİ GÖSTER MİYOR?
İddianın gücü:Orta
İddia:
Tanrı, eğer varsa, hem varlığının tüm kanıtlarını bizden gizleyip, hem de bizlerden kendisine inanmamızı beklerken ne yaptığını zannetmektedir? Kendisi saklambaç oynayan bir çocuk mudur?

Ayet:
O, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse ona çokça hayır verilmiş olur. Ama sadece akıl sahipleri düşünüp ibret alır.bakara:269

Bir zamanlar İbrahim: “Ey Rabbim! Ölüye nasıl hayat verdiğini bana göster!” demişti. Allah da yoksa inanmıyor musun? diye sormuştu da; İbrahim cevaben: “Hayır, ama görmeme izin ver ki, kalbim tamamen yatışsın” demişti. Allah: “Dört kuş al onları kendine alıştır, iyice tanı kesip parça parça ederek her dağın başına birer parça koy. Sonra da onları çağır koşa koşa sana gelecekler.” Bil ki Allah herşeye kadirdir. Yaptığı herşeyi yerli yerince yapar.Bakara:260

Musa (A.S), tayin ettiğimiz (belirlediğimiz) zamanda gelince, Rabbi onunla konuştu. (Musa A.S) şöyle dedi: “Rabbim, bana (Kendini) göster, Sana bakayım.” (Allahû Tealâ): “Beni asla göremezsin. Ve fakat dağa bak! O, mekânını kararlı tutabilirse (yerinde durabilirse); o zaman sen, Beni görürsün.” buyurdu. Rabbi, dağa tecelli ettiği zaman onu paramparça etti. Musa (A.S), bayılarak yere düştü. Sonra ayıldığı zaman: “Sen Sübhan’sın (Seni tenzih ederim). Sana tövbe ederim. Ben, mü’minlerin ilkiyim.” dedi.Araf:143

“Yerlerde ve göklerde birden fazla ilâh olsaydı her şey fesada uğrardı.”Enbiya:32
Cevap:
Allah varlığının delillerini bizden saklamış değildir. Bir yaratıcımızın olduğu anlayışını fıtratımıza koymuştur. Gören ve iman edenler doğandan, ölenden, canlıdan ,cansızdan ,sağlıktan,hastalıktan vb. ibret alarak Allah'ın varlığına inanır.

Kâinat yalnız tasarımdan ibaret değildir. Madde ve maddenin içinde bulunduğu boşluk var oluş açısından bir yaratıcıya ihtiyaç duyar. Yaratıcı iki tane olamaz, iki tane olsaydı kainatta üstünlük savaşı başlardı. Bu açıdan kainat sakindir. Bir savaş gözlemlemiyoruz. 

Neden Allah’ı doğrudan göremiyoruz. Bunu dünya yaşantısında peygamberler de görememiştir. İçinde bulunduğumuz dünyevi bünyemiz Allah’ın tecellisine dayanacak güçte değildir. Allah’ın sünneti hakkımızda bu şekilde tecelli etmiş ve Allah sünnetini değiştirmez. Çok fazla istemesine karşın Hz Musa da Allah'ı görememiştir.Çünkü boyut ve form aklımızın alamayacağı bir biçimde farklıdır.Cinleri ve Melekleri göremeyişimizin nedeni de farklı boyut ve formda olmalarıdır.

Allah'ın kendisini bizim görebileceğimiz bir forma sokması mümkün değil mi.Elbette mümkün.Fakat bir kişinin gelip "ben Allah'ım" dediğini düşünün öyleyse?!

Ayrıca bu soru "özgürlük" kavramıyla da açıklanabilir.Allah insanları aklı ile özgür bırakmıştır.Birisinin başımızda dikilip "ben Tanrıyım" ve "şunu şunu yapmalısın" dediği ortamda yapmama şansımız sıfırdır.Çünkü o düzende her şey peşin peşindir.Ceza da peşin olur.Fakat şimdi her şey soyuttur ve inanıp inanmamakta özgürüz.Seçim bizim...

ALLAHTAN BAŞKA YARATICI VAR MI?
İddianın gücü: Zayıf
İddia:

İlgili ayetler:   
Saffat/125:“Siz Ba’le tapıp da yaratıcıların en güzeli (olan Allah’ı) mı bırakıyorsunuz?”

Cevap:
Tamamen çarpıtma bir durum söz konusu ayetin anlamı şu şekilde ve çelişki söz konusu değil:
 "Ba'l'e (dört yüzü olan altından heykel) tapınıp ve yaratanların en güzelini mi (Ahsen-ül Halikîn) bırakıyorsunuz?"

 Özet: Ayet insanları puta tapmaktan men ediyor.

 ALLAH YARDIMA MUHTAÇ MIDIR?
İddianın gücü: Zayıf
İddia:Ayetlerde çelişki var.

Ayetler:
İsra-111. Ve de ki: "Övgü, allah'adır. O çocuk edinmemiştir, yönetimde ortağı ve zillet ve acizliğin gerektirdiği bir yardımcıya ( bir veliye) yoktur." O'nu alabildiğine Yücelt.

Yunus-62. Uyan! Allah velilerine( Allah'a dost ve yakın olanlara ) ne korku vardır, ne de onlar mahzun olurlar!

İhlas-2. Allah eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir )

Muhammed-7. Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.

Cevap :
Allah’ın hiçbir şeye muhtaç olmadığı tartışmasızdır. Allah’ın, İnsanların amel bazında olan bazı davranışlarını, müteşabih olarak kendisine yapılmış bir yardım olarak nitelendirmesi, ihtiyaç bazlı bir nitelendirme değildir. Allah’ın ihtiyaçtan başka bir ifadeyle zillet ve acizlikten dolayı herhangi bir velisinin; yardımcısının olması mümkün değildir.

ALLAH YEMİN VE BEDDUA EDER Mİ?
İdianın gücü: Zayıf
İddia:
Kuran'daki beddualar ve yeminler onların kullanımlarının insanlar arasındaki kullanımlarıyla aynı olduklarını sananlar tarafından eleştirilmiş ve Allah nasıl olur da yemin eder veya beddua eder gibi sorular hep sorulmuştur.

Cevap:
Kuran'ı incelediğimizde görürüz ki bunların kullanım amacı insanlar arasındaki kullanımlarından daha başkadır. Örneğin yeminler hakkında aşağıda Edip Yüksel'in tercüme notunu :
Kuran'da "andolsun" olarak çevirdiğimiz "yeminler" kuran dilinde bazı gerçeklere dikkat çekmek amacıyla kullanılır. Tüm yemin ayetlerini "dikkatinizi .....'a çekerim" diye çevirmek mümkün.
Kuran'daki yeminler, bizi inandırmak için değil, düşündürmek içindir. Allah yarattıklarıyla yemin edince, dikkatimizi doğadaki ayetlere, düzene ve sisteme çekerek rasyonel ve tutarlı düşünmeye teşvik eder.

İşte bunun gibi beddualar da halk arasında kullanıldığı anlamıyla değil, beddua edilen işin kötülük derecesini bize anlatan bir uslup özelliğidir.

Sonuç:
Kur’andaki yeminler okuyanları onların üzerinde düşünerek tefekkür etmeye davet etmek ve bundan çıkacak olan çok önemli ilimi ve fikrî, ilâhi ve azametli hakikatlere dikkatimizi çekmek ve araştırmaya sevk etmek içindir.

Beddua olduğu idda edilen yerlerde ise Allah onların ihanetlerinin şiddetini vurgulamış olmaktadır, beddua etmiş değil.

ALLAH ŞER YARATIR MI?
İddianın gücü: Zayıf
İddia:
78. ayette tümü Allah katındandır derken, 79. ayete ise kötülüklerin kendinden olduğu bildirilmektedir.

Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa: "Bu, Allah'tandır" derler; onlara bir kötülük dokunsa: "Bu sendendir" derler. De ki: "Tümü Allah'tandır." Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiç bir sözü anlamaya çalışmıyorlar? Sana iyilikten her ne gelirse Allah'tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir. Biz seni insanlara bir elçi olarak gönderdik; şahid olarak Allah yeter. (4 Nisa Suresi - 78/79)

Ayetler:
(Sizi de, işlerinizi de yaratan Allah’tır.) [Saffat 96]
(Her şeyin yaratıcısı Allah’tır.) [Zümer 62, Mümin 62]
(Başınıza gelen bir bela, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. [Bununla beraber] Allah çoğunu affeder.) [Şura 30]

Cevap :
Tek yaratıcı olan Allah her şeyin yaratıcısıdır.Hatta şeytan denen şerri bile o yaratmıştır.Alah yarattığı iyiliklerin ve kötülüklerin tercihini ise kulun iradesine bırakılmıştır.Bu bağlamda iyilikler Allah'ın bir lutfudur.Kötülükleri ise biz tercih ederiz.

Örneğin :
Allah iradesiyle ateşin özelliklerini yaratmıştır.İnsan bundan istifade edip ısınırsa bu Allah'ın bir lutfudur.Kendini ateşe atıp yakarsa bu kendine yapmış olduğu bir kötülüktür.

Allahın bazı isimleri:
KAHHAR : Her şeye galip gelen ve bütün düşmanlarını kahreden
DARR : Hikmeti gereği elem ve zarar verici şeyleri yaratan
KABİD : İstediğinin maddi ve manevi rızkını daraltan
RAFİD :İstediği kulunu şeref sahibi iken rezil rüsvay eden
MÜZİLL :İstediğini zelil kılan

Özet:
İnsan dünyada imtihan olmaktadır.Neyin hakkımızda hayırlı neyin ,kötü olduğuna her zaman doğru karar veremeyebiliriz.Örneğin depremde insanların ölmesine üzülürüz ve ne günahı vardı suçsuz insanın deriz.Halbuki orada çekilen eziyet karşılığında şehit sevabı aldığını bilmeyiz.Şer gibi görünen şey o kişi için hayra dönüşmüştür.Ayrıca diğer insanlar da ölümü hatırlayarak hayr işlemiştir.

KÖTÜLÜĞÜN KAYNAĞI KİMDİR? ALLAH MI? İNSAN MI? ŞEYTAN MI?
İddianın gücü: Orta
İddia:
Kötülüklerin kaynağı Allah mıdır (4:78), insanın kendisi midir (4:79) yoksa Şeytan mıdır (38:41)? Özellikle arka arkaya gelen 4:78 ve 4:79'un birbirleri ile birebir çelişmesi dikkat çekicidir. Bu üç yönlü çelişki, günah / kader çelişkisi ile de alakalıdır.

Ayetler:
Nerede olursanız olun, ölüm gelip sizi bulacaktır, göğe yükselen sağlam kulelerde olsanız bile. Onlar, güzel şeylere kavuştuklarında bazıları bu Allah'tandır derler, ama başlarına bir kötülük gelince, bu senin yüzündendir derler. De ki: “Hepsi Allah'tandır.” O halde bu insanlara ne oluyor da, kendilerine bildirilen hakikatı kavramaya yanaşmıyorlar?Nisa:78

Sana iyilikten (hasenatdan) ne isabet ederse, işte o Allah’tandır. Ve sana kötülükten (seyyiattan) ne isabet ederse, o taktirde o, kendi nefsindendir (derecat kaybedecek bir şey yapmandan dolayıdır). Ve seni, insanlara Resûl olarak gönderdik ve şahit olarak Allah yeter.Nisa:79

Ve kulumuz Eyüp (A.S)’ı zikret (hatırla). Rabbine şöyle seslenmişti: "Muhakkak ki şeytan, bana dert ve azap dokundurdu."Sad:41

Cevap:
Her şey  Allah'ın bilgisi ve takdiri ile olur.İyilik ve kötülükler Allah'tandır.Nisa:79  da kastedilen Allah'ın yarattığı kötülüğün sebebidir.Bu da insanın kötü hal içinde bulunmasıdır.Allah dilese bu kötü hale rağmen o insanın başına kötü bir şey gelmezdi.Sebep olan insan ,yaratan Allah'tır.

Sad:41 için Zemahşerî şöyle der: «Şeytan ona vesvese verdiğinde o şeytana kulak verince Allah'u taala ona bela ve azab verdi. Bunun için de bela ve azabı Allah (cc)'a değil; şeytana isnad etmiştir. Fakat gerçekte o musibeti Allah (cc) vermişti. Bunları bildiği holde bela ve ozabı şeytana isnad etmiştir.»Yaniderdin ve azanın sebebi şeytan ,dolayısıyla insan;yaratan ise Allah'tır.Tıpkı Nisa:79 da anlatıldığı gibi.

RIZKI VEREN KİMDİR ?KAÇ TANE RIZK VEREN VAR?
İdianın gücü: Zayıf
İddia:
Hac suresi 58. Ve Sebe suresi 39. Ayetlerde “rızık verenlerin en hayırlısı O’dur” ifadelerini okuruz. Rızkı veren Allah ise, başka rızık verenler kimlerdir acaba? Burada şirk var mıdır, yok mudur?

Ayetler:
Allah yolunda yurtlarından göçenleri, sonra öldürülenleri, yahut ölenleri Allah, mutlaka güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır ve şüphe yok ki Allah, elbette rızık verenlerin en hayırlısıdır.Hac:58

De ki: Rabbim, kullarından dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden de) kısar. Siz hayıra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.Sebe:39

Cevap:
Rızık; İnsanların yaşamının devam etmesini sağlayan, insanlara fayda sağlayan, yenilebilen ve içilebilen Allah'ın herkese nasip ettiği kendisinden faydalanılan maddi ve manevi her şey rızık olarak adlandırılmaktadır.

«Allah rızık verenlerin en hayirlısıdır», çünkü Cenab-ı Hak bazı insanlara rızık veriyor. Onun verdiği rızka hiç kimsenin gücü yetmez. insanlardan rızık verilenlerin bazısı bir vesiliyle bu rızkı diğer insanlara veriyor.(Patron , hayır sahibi vb.) Allah'ın kendilerine vermiş olduğu rızıktan ver­dikleri için güzel bir iş yapmaktadırlar fakat esas rızkı veren Allahtır ve rızık verenlerin en hayırlısıdır.

ALLAH ACELECİ MİDİR , YOKSA MÜHLET VERİR Mİ?
İddianın gücü:Zayıf
İddia: 
En'am Suresi'nin 165. ayetinde "...Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır...'' diye bir ifade geçiyor. Aslında bu ifade, okuduğum çeşitli meallerde çeşitli şekillerde geçiyor.  Eğer "'...Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır..." ifadesi doğru ise, bu Nahl 16/61'e, Ankebut 29/53'e ve Allah'ın halim olduğunu, mühlet verdiğini içeren birçok ayete ters bir durum teşkil etmez mi? 

Ayetler:
Acelecidir:
Allah'ı, sakın elçilerine verdiği sözden dönen sanma. Gerçekten Allah azizdir, intikam sahibidir.
Gün gelir, yer başka bir yere, gökler de başka göklere çevrilir. Bütün insanlar kabirlerinden kalkıp tek hâkim olan Allah’ın huzuruna çıkarlar.
O gün, suçluları zincirlere vurulmuş olarak görürsün.
Gömlekleri katrandan olacak, yüzlerini ateş bürüyecektir.
Bütün bunlar, Allah'ın herkese hayatta elde ettiği şeyle, karşılık vereceği için böyledir. Gerçekten Allah, hesabı çarçabuk görendir.İbrahim:47:48:49:50:51

Bu topraklarda sizi, öncekilerinin yerine geçiren odur. Kiminizi kiminizden kat kat üstün kılmıştır ki, size verdikleriyle sizi denesin. (Deneme bitince) Rabbinin cezalandırması çabuk olur. Ayrıca o, çok bağışlar, ikramı da boldur.” (En’âm, 6/165)

Mühlet verir:
Eğer Allah, zalimce davranışlarından ötürü insanların, hemen yakasına yapışsa yeryüzünde bir tek canlıyı sağ bırakmazdı. Fakat o insanlara belirli bir sürenin sonuna kadar mühlet tanır. Süreleri dolunca onu, ne bir an erteleyebilirler ve ne de öne alabilirler.” (Nahl, /61)

Eğer Allah, insanlara hayrı verdiği çabuklukta şerri de verseydi onların sonları gelirdi. Bize kavuşmayı ummayanları kendi azgınlıkları içinde bırakırız, bocalar dururlar.”Yunus:11

Cevap:
Birinci kısımdaki anlatılanlar dünyada değil; kıyamette olacak şeylerdir. Kıyamette Allah’ın hesabı çabuk olacağı için bu hesabın sonucu olan cezalandırma da çabuk olacaktır.

İkinci kısımdaki ayetler dünyada acele edilmeyeceği ve mühlet verileceğini anlatmaktadır.

ALLAH KİMİN NEYE TAPTIĞINI BİLMİYOR MU?
İddianın gücü: Zayıf
İddia:
Sebe/ 40. O gün Allah, onların hepsini toplayacak; sonra meleklere: Size tapanlar bunlar mıydı? diyecek. 41. (Melekler) derler ki: "Seni eksikliklerden uzak tutarız. Onlar değil, sen bizim dostumuzsun. Hayır, onlar cinlere ibadet ediyorlardı. Onların çoğu cinlere inanıyordu."

Cevap :
Yukarıda Allah’ın Müşrikleri konu alan Eleştiri sözkonusu, bunu Allah’ın bilgisizliği şeklinde anlamak anlamı çarpıtmaktır.

SUYU İNDİREN BAŞKA ALLAH MI VAR? ZUHRUF 11'DE KASTEDİLEN NEDİR?
İddianın gücü: Orta
İddia:
Suyu indiren kim, ölü memleketi dirilten kim?

Ayet:
Gökten bir ölçüye göre suyu indiren O'dur. Biz onunla (kupkuru), ölü memlekete hayat veririz. İşte siz de böylece (mezarlarınızdan) çıkarılacaksınız.Zuhruf: 11

Cevap:
Ayeti önceki ve sonraki ayetlerle birlikte okuduğumuzda hiç bir çelişki yoktur:

Bu ayetin ilk cümlesi olan “Gökten, bir ölçüye göre su indiren de O’dur” mealindeki ifadesi, bundan önce geçen 9-10. ayetlere atıftır. O iki ayetin meali şöyledir:

“Onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorarsan, mutlaka: “Onları o Azîz ve Hakîm (O mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibi olan Allah) yarat” derler.

Yeryüzünü sizin için beşik gibi yapan ve yol bulmanız için yerden yollar ve geçitler var eden de O’dur.” (Zuhruf: 9-10)

Burada yer alan “üçüncü şahıs için kullanılmış “ismi mevsul” olan “ellezi” edatı başa koyarak “O ki..” şeklinde de tercüme edilebilir.

Fakat her iki tercüme şeklinde de bilinmesi gereken şudur: Surenin 11. ayetinin ilk cümlesi, 10. ayetine atıftır. Orada üçüncü şahıs “... O’dur” kullanıldığı için burada -atıf yoluyla- aynı sitil kullanılmıştır. Bu Arapça lisanının da bir gereğidir. İki cümle yan yana gelirse şöyle olur:

“Yeryüzünü sizin için beşik gibi yapan ve yol bulmanız için yerden yollar ve geçitler var eden de O’dur”(10) Gökten, bir ölçüye göre su indiren deO’dur”(11). (Bu ayeti takip eden 12. ayette de aynı sitil kullanılmıştır: “Ve bütün çiftleri yaratan ve sizin için gemilerden ve yumuşak hayvanlardan bineceğiniz şeyler yapan da O’dur.”

"Biz" meselesine gelince: Surenin 11. ayetinin ikinci cümlesinin meali şöyledir:

“Biz onunla ölü bir ülkeye hayat veririz. İşte siz de mezarlarınızdan öyle çıkarılacaksınız.”

Görüldüğü üzere, önceki cümle de “ellezi/O” şeklinde bir nevi üçüncü tekil şahıs zamirine yer verilirken, bu ikinci cümlede “biz ...hayat veririz” şeklinde birinci çoğul zamirini ihtiva eden “enşernâ” fiiline yer verilmiştir.

- Burada, üçüncü tekil şahıstan birinci çoğul şahsa geçit yapılarak ifade tarzında bir “tefennün” yapılmıştır. Yani ifadenin önceki sitili değiştirilmiştir. Belagat ilminde buna “iltifat sanatı” denir.

Arapça’da bu sanat çok yaygın olduğu gibi Kur’an’da da oldukça sık kullanılan bir edebi sanattır.

Örneğin, Fatiha suresinin ilk dört ayetinde üçüncü şahısla ilgili bir sitil takip edilmiş (Bismillahirrahmanirrahim, Hamd o alemlerin Rabbi, O Rahman, Rahim, O din gününün maliki olan Allah'a mahsustur), ardından gelen 5. ayette ise sitil değiştirilmiş ve ikinci tekil şahsa intikal edilmiştir(Sade Sana kulluk ederiz, sade Senden yardım dileriz!).

Bu iltifat sanatının amacı, ifadeye yeni bir canlılık, manaya taze bir veçhe kazandırmaktır. Söz konusu ayette de aynı gaye takip edilmiştir. Şöyle ki:

9. ayetten itibaren -bir soruya cevap olarak- Allah’ın yaratıcılığına işaret edilmiştir. Ardından gelen 10 ve 11. ayetlerde de detaylara yer verilmiş ve yaratıcılık konusu vurgulanmıştır. Ancak 11. ayette “gökten inen su ile ölmüş yeryüzünün diriltilmesi” meselesinde Allah’ın kudretinin, ilim ve hikmetinin canlı bir şekilde akıl ve gönüllere nakşedilmesi için bizzat doğrudan Zat-ı akdesin kendisi devreye girmiş ve “Biz..” demiştir.

- Ayette “Enşertu” (Ben… hayat veririm) yerine “ENŞERNA” (Biz hayat veririz) sözcüğünün hikmeti, Allah’ın azametini, büyüklüğünü, kudretinin sonsuzluğunu seslendirmektir. Kur’an’da Allah için kullanılan “Biz” zamiri oldukça fazlaca yer almaktadır.

Not: bknz : "KURANDAKİ “BİZ” İFADELERİNİN ANLAMI."

HER ŞEY ALLAH'A BOYUN EĞDİĞİNE GÖRE ŞEYTAN VE ATEİSTLER NEDEN BOYUN EĞMEDİ?
İddianın gücü: Zayıf

İddia:Her şey Allah’a boyun eğerse, düzinelerce ayet, hem şeytan’ın (7:11, 15:28-31, 17:61, 18:50, 20:116, 38:71-74) hem de birçok değişik insanın Allah’a boyun eğmeyi reddetmesinden, başkaldırmasından söz eder.

Ayet:
Göklerdeki ve yerdeki akıllı ve sorumlu varlıkların tamamı, O’nun koyduğu düzenin içindedir. Hepsi O’na boyun eğip itaat ederler, saygıyla zikir halinde görevlerini yaparlar.Rum:26

(İblîs) dedi: «Bana (halkın) dirilib kaldırılacakları güne kadar mühlet ver.Araf:14

Cevap:
Yer ve gökte her şey Allah’a itaat eder. Gezegenler, ağaçlar, su, hava, hayvanlar, güneş vb insan ve cin – şeytan’da cin idi unutmayalım- Özgür iradeli yaratılmıştır. Hür iradeyi vicdan, vahiy, peygamber, ilahi kitaplarla destekleyen ve dünya hayatının sonunda verilen akıl ile cennet cehennem seçenekleri arasında serbest bırakılan insan ve cinler isterlerse Allah’ın emir- yasaklarına itaat ederler ve sonucuna da buna göre katlanırlar. Hür irade sahibi iki cins varlık cennet-cehennem ile muhataptır, gerisi zaten kurulmuş makine-robot gibi Allah’a itaat ederler. Ama altını çizmeden konuyu kapatmayalım insan ve cinler- Şeytan da dahil- Allah’a rakip olamazlar, Allah’ın hükmü dairesinde yaşarlar. Şeytan dahi insanlarla uğraşmak, yoldan saptırmak için Allah’tan izin istemiştir.(Bu yazı Allahdostuseyyid tarafından hazırlanmıştır)

Özet: Şeytan kıyamet günü, ateistler de ölüm anında Allah'ın kanunlarına karşı gelinmeyeceğini zaten öğrenecekler :))

ALLAH'IN ,"BİLİNEMEZ" DEDİĞİ ŞEYLERİ ARTIK BİLEBİLİYORUZ. ALLAH YANILDI MI?YOKSA, AYETLER UYDURMA MI?
İddianın gücü: Zayıf
İddia: Ayetin aksine ,çocuğun cinsiyeti ve hava durumunu bilebiliyoruz.

Ayet:
Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır.Lokman:34

Cevap:
Ayet  , çocuğun cinsiyetini ve hava durumunu bilemezsiniz demiyor.Bilemezsiniz dedikleri kıyamet vakti, rızkı ,öleceği an ,yani ne kadar yaşayacağıdır.İddia edildiği gibi olsa bile, insan oğlu belirtilerini görmeden ne havanın nasıl olabileceğini önceden bilebilir; nede rahimde olanın karakterini ,nasıl bir insan olacağını bilemez.Tüm bunları işaretsiz ve aracısız bilen Allah'tır.