İddianın gücü : Kuvvetli
İddia :
Onlar, iffetlerini korurlar. Yalnız eşleri ya da akitleri aracılığıyla sahip bulundukları bunun dışındadır. (Bunlarla olan ilişkilerinden dolayı) ayıplanmaları söz konusu değildir. Ama kim de bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır. Müminun:5:6:7 ayetleri ve bu ayetlere Müslümanlarca yapılan yorumlar;
[örnek:1 ,Nikah akdi, ikisi de hür olan (bu sebeple vücutlarına da malik bulunan) bir erkekle bir kadının, karşılıklı olarak bir aile kurma ve cinsî yönden birbirinden yararlanma konulu -şartlarına uyarak yaptıkları- bir sözleşmeden ibarettir. Cariyeye sahip olmayı sağlayan akit ve tasarruf da (satın alma, miras, ganimet veya bağış yoluyla elde etme…) bir hukuki işlemdir ve bu hukuki işlem, sahibi ile cariye arasında karı-koca gibi yaşama hakkını da vermekte, nikah akdinden daha güçlü ve kapsamlı olarak onun yerine de geçmektedir. (Prof. Dr. Hayrettin Karaman)
Örnek:2 ,Savaş sırasında düşman tarafından esir edilen kız ve kadınlar "cariye" olarak alınır. Hukuk itibariyle ganimet sayıldıklarından, İslâm devleti tarafından hizmetçiye ihtiyacı olan gazilere verilirdi. Azat edilmedikleri müddetçe de, ticarî bir eşya gibi alınıp satılırdı. Artık o andan itibaren "cariye" ailenin bir parçası ve bir ferdi olarak kabul edilir, ona göre muamele görürdü. Cariyenin sahibi olan "efendi" onu şahsî hizmetlerinde ve ev işlerinde istihdam edebildiği gibi, isterse, ayrıca bir nikâh kıymaya ihtiyaç duymadan istifade edebilirdi.
Örnek:3 ,Efendinin, cariyesinden cinsî yönden istifade etmesinin, cariyenin hesabına iki mühim hikmet ve faydası vardır. Birincisi ve en mühimi, esir düşen ve sahipsiz kalan bu kadınların bu vesile ile ihmal edilmeleri önlenmiş olur. Çünkü, aksi takdirde, cariyelerin fuhşa düşmeleri, zinaya girmeleri ihtimali kaçınılmaz olduğu gibi, efendisinin evine de bağlı kalmış olur.
Diğer bir faydası, cariyenin efendisinden bir çocuğu olduğu takdirde "çocuğun annesi" mânâsına "ümmü'l-veled" sayılmaktadır. Cariyeden doğan bu çocuk hür kabul edilir. Çocuğun doğumu ile annesi de, efendisinin ölümünden sonra mirasçılarına geçmeyip hürriyetine kavuşmaktadır. Çocuk olmasaydı, efendisi de azat etmeseydi, diğer mallar gibi cariye de miras olarak kalacaktı. ] cariyelerle nikahsız cinsel ilişki yapılabileceğini göstermektedir.
Ayetler:
Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.Ahzab:50
Bunlardan (hanımlarından) dilediğini geri bırakırsın, dilediğini yanında tutarsın. (Ric'î talakla boşayıp) ayırdığını da tutmak istersen, bunda sana bir günah yoktur. Bu onların sevinmeleri, üzülmemeleri, yaptığın muameleden hepsinin hoşnut olmaları yönünden daha münasiptir.Ahzab:51
İddia :
Onlar, iffetlerini korurlar. Yalnız eşleri ya da akitleri aracılığıyla sahip bulundukları bunun dışındadır. (Bunlarla olan ilişkilerinden dolayı) ayıplanmaları söz konusu değildir. Ama kim de bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır. Müminun:5:6:7 ayetleri ve bu ayetlere Müslümanlarca yapılan yorumlar;
[örnek:1 ,Nikah akdi, ikisi de hür olan (bu sebeple vücutlarına da malik bulunan) bir erkekle bir kadının, karşılıklı olarak bir aile kurma ve cinsî yönden birbirinden yararlanma konulu -şartlarına uyarak yaptıkları- bir sözleşmeden ibarettir. Cariyeye sahip olmayı sağlayan akit ve tasarruf da (satın alma, miras, ganimet veya bağış yoluyla elde etme…) bir hukuki işlemdir ve bu hukuki işlem, sahibi ile cariye arasında karı-koca gibi yaşama hakkını da vermekte, nikah akdinden daha güçlü ve kapsamlı olarak onun yerine de geçmektedir. (Prof. Dr. Hayrettin Karaman)
Örnek:2 ,Savaş sırasında düşman tarafından esir edilen kız ve kadınlar "cariye" olarak alınır. Hukuk itibariyle ganimet sayıldıklarından, İslâm devleti tarafından hizmetçiye ihtiyacı olan gazilere verilirdi. Azat edilmedikleri müddetçe de, ticarî bir eşya gibi alınıp satılırdı. Artık o andan itibaren "cariye" ailenin bir parçası ve bir ferdi olarak kabul edilir, ona göre muamele görürdü. Cariyenin sahibi olan "efendi" onu şahsî hizmetlerinde ve ev işlerinde istihdam edebildiği gibi, isterse, ayrıca bir nikâh kıymaya ihtiyaç duymadan istifade edebilirdi.
Örnek:3 ,Efendinin, cariyesinden cinsî yönden istifade etmesinin, cariyenin hesabına iki mühim hikmet ve faydası vardır. Birincisi ve en mühimi, esir düşen ve sahipsiz kalan bu kadınların bu vesile ile ihmal edilmeleri önlenmiş olur. Çünkü, aksi takdirde, cariyelerin fuhşa düşmeleri, zinaya girmeleri ihtimali kaçınılmaz olduğu gibi, efendisinin evine de bağlı kalmış olur.
Diğer bir faydası, cariyenin efendisinden bir çocuğu olduğu takdirde "çocuğun annesi" mânâsına "ümmü'l-veled" sayılmaktadır. Cariyeden doğan bu çocuk hür kabul edilir. Çocuğun doğumu ile annesi de, efendisinin ölümünden sonra mirasçılarına geçmeyip hürriyetine kavuşmaktadır. Çocuk olmasaydı, efendisi de azat etmeseydi, diğer mallar gibi cariye de miras olarak kalacaktı. ] cariyelerle nikahsız cinsel ilişki yapılabileceğini göstermektedir.
Ayetler:
Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.Ahzab:50
Bunlardan (hanımlarından) dilediğini geri bırakırsın, dilediğini yanında tutarsın. (Ric'î talakla boşayıp) ayırdığını da tutmak istersen, bunda sana bir günah yoktur. Bu onların sevinmeleri, üzülmemeleri, yaptığın muameleden hepsinin hoşnut olmaları yönünden daha münasiptir.Ahzab:51
Bundan başka kadınlar sana helâl olmaz. Bunları başka eşlerle değiştirmek de olmaz. İsterse güzellikleri hoşuna gitsin. Ancak sahip olduğun cariyen başka. Ahzab:52
Onlar için(peygamber hanımları) babaları, oğulları, kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınları ve ellerinin altındakiler (köle ve cariyeleri) hakkında bir sakınca yoktur. Ahzab:55
İman etmedikçe putperest kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kadından, imanlı bir câriye kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla) evlendirmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Bakara:221
Onlar, iffetlerini korurlar. Yalnız eşleri ya da akitleri aracılığıyla sahip bulundukları bunun dışındadır. (Bunlarla olan ilişkilerinden dolayı) ayıplanmaları söz konusu değildir. Ama kim de bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır. Müminun:5:6:7
(Savaşta) kâfirlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onlara iyice vurup sindirince bağı sıkıca bağlayın (esir alın). Savaş sona erince de artık ya karşılıksız veya fidye karşılığı salıverin. Durum şu ki, Allah dileseydi, onlardan intikam alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek ister. Allah yolunda katledilenlere gelince, Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmaz. Muhammed/4
(Müslümanlar)İffetlerini korurlar. Ancak, eşlerine ya da ellerinin altında bulunanlara karşı onlar kınanmazlar. Ama kim bundan ötesini ararsa, onlar sınırı aşanlardır.Mearic:29:31
Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o zaman bir tane ile evlenin veya elinizin altında olanlarla... Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir.Nisa:3
Not: Bu ayettte"o zaman bir tane ile veya elinizin altında olanlarla.." kısmının sonuna "o zaman bir tane ile veya elinizin altında olanlarla yetinin" diye ilaveler yapılmıştır.Kuranda "yetinin" diye bir ifade yoktur.Uydurma ve yorumdur.
İnanmış hür kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlarından biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir. Nisa/25
Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir.Nur:32
Evlenme imkanını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köleler ve cariyelerden) mükatebe yapmak ( bir müddet içinde birden veya taksitle bir mal veya para karşılığı azât olmak ) isteyenlerle, eğer kendilerinde (hürriyete kavuşmalarında kendileri için) bir iyilik görüyorsanız, hemen mükatebe yapın. Allah'ın size vermiş olduğu malından siz de onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor altında bırakırsa, bilinmelidir ki, zorlanmalarından sonra Allah (onlar için) çok bağışlayıcı ve merhametlidir.Nur:33
Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunan (köle ve cariyeleriniz) ve içinizden henüz erginlik çağına girmemiş olanlar, sabah namazından önce, öğleyin soyunduğunuz vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler. Bunlar mahrem halde bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışında ne sizin için, ne de onlar için bir mahzur yoktur. (Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz.) İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklar. Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.Nur:58
Cevap :
Kuranda ev halkından olan köle ve cariyeler için "ma meleket" kelimesi kullanılmış olup köle ve cariyeyi birlikte kapsar:
mâ meleket : sahip oldukları, eymânu-hum : onların elleri : elerinin altında sahip oldukları
mâ meleket : malik olduğu şey, yemînu-ke : senin ellerin : elinin altında senin sahip olduğun
Köle ve cariyelik birlikte ele alınan kavramlardır.İslam geldiği dönemdeki kötülükleri -içki, muta nikahı vb.- gibi meselelerde olduğu gibi kademeli olarak kaldırma yoluna gitmiştir. Müslümanlar tamamen yasaklanana kadar içki içmiş, muta nikahı da yapmıştır.Bu nedenle kuran da içkinin faydaları da olduğundan bahsedilmektedir.Fakat son aşamada tamamen yasaklama yoluna gidilmiştir.
Kölelelik/cariyelik de o günün bir gerçeği olduğu için bunu düzenleyici ve islah edici ,zamanla da tamamen ortadan kaldırıcı yasaklar getirmiştir.En sonun da Muhammed :4 ayetiyle köleliğin ve cariyeliğin önü tamamen kapatılmıştır.İslam köleliği kesin olarak kaldırmıştır.Peygamberin bedir esirlerine yaptığı uygulama da, fidye karşılığı serbest bırakma ve okuma yazma öğretenlerin serbest bırakılması şeklindedir.
Cariyelerin serbestçe sex gayesiyle kullanılamayacağının bir başka delili de Nur:58'deki izin isteyerek odaya girme mevzusudur.Madem her şey serbest ,neden çıplak şekilde görünebileceğimiz vakitte odalarımıza girmesi engelleniyor.
İslamın ilk dönemlerde yapılan evliliklerde hür veya köle bir bayan muhakkak nikâh akdiyle alınırdı. Hür bayanların kendi başlarına nikâhı onaylama hakkı vardı. Köle bayanların buna ek olarak Ehillerinin yani Anne Baba kardeş gibi yakınlarının da nikah için onayı şarttı. Bu şekilde bir şart köle bayanlara baskıyla nikaha evet dedirtmemek içindir.Ayrıca cariye ile evlenildiğinde cariye hür statüsüne geçiyordu.
Geleneksel mezheplerin bu konudaki bir takım fetvaları, ( İbni Abidin:Bir kimsenin bin tane cariyesi olsa, bin birincisini almaya karısı karşı çıksa ,bu kadın Allah!ın emrine karşı geldiği için kafir olur. ) kuranın ruhuna aykırıdır.Kuranın tavsiyesi yukarıda belirtilmiştir.
Onlar için(peygamber hanımları) babaları, oğulları, kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınları ve ellerinin altındakiler (köle ve cariyeleri) hakkında bir sakınca yoktur. Ahzab:55
İman etmedikçe putperest kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kadından, imanlı bir câriye kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla) evlendirmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Bakara:221
Onlar, iffetlerini korurlar. Yalnız eşleri ya da akitleri aracılığıyla sahip bulundukları bunun dışındadır. (Bunlarla olan ilişkilerinden dolayı) ayıplanmaları söz konusu değildir. Ama kim de bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır. Müminun:5:6:7
(Savaşta) kâfirlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onlara iyice vurup sindirince bağı sıkıca bağlayın (esir alın). Savaş sona erince de artık ya karşılıksız veya fidye karşılığı salıverin. Durum şu ki, Allah dileseydi, onlardan intikam alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek ister. Allah yolunda katledilenlere gelince, Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmaz. Muhammed/4
(Müslümanlar)İffetlerini korurlar. Ancak, eşlerine ya da ellerinin altında bulunanlara karşı onlar kınanmazlar. Ama kim bundan ötesini ararsa, onlar sınırı aşanlardır.Mearic:29:31
Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o zaman bir tane ile evlenin veya elinizin altında olanlarla... Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir.Nisa:3
Not: Bu ayettte"o zaman bir tane ile veya elinizin altında olanlarla.." kısmının sonuna "o zaman bir tane ile veya elinizin altında olanlarla yetinin" diye ilaveler yapılmıştır.Kuranda "yetinin" diye bir ifade yoktur.Uydurma ve yorumdur.
İnanmış hür kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlarından biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir. Nisa/25
Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir.Nur:32
Evlenme imkanını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köleler ve cariyelerden) mükatebe yapmak ( bir müddet içinde birden veya taksitle bir mal veya para karşılığı azât olmak ) isteyenlerle, eğer kendilerinde (hürriyete kavuşmalarında kendileri için) bir iyilik görüyorsanız, hemen mükatebe yapın. Allah'ın size vermiş olduğu malından siz de onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor altında bırakırsa, bilinmelidir ki, zorlanmalarından sonra Allah (onlar için) çok bağışlayıcı ve merhametlidir.Nur:33
Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunan (köle ve cariyeleriniz) ve içinizden henüz erginlik çağına girmemiş olanlar, sabah namazından önce, öğleyin soyunduğunuz vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler. Bunlar mahrem halde bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışında ne sizin için, ne de onlar için bir mahzur yoktur. (Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz.) İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklar. Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.Nur:58
Cevap :
Kuranda ev halkından olan köle ve cariyeler için "ma meleket" kelimesi kullanılmış olup köle ve cariyeyi birlikte kapsar:
mâ meleket : sahip oldukları, eymânu-hum : onların elleri : elerinin altında sahip oldukları
mâ meleket : malik olduğu şey, yemînu-ke : senin ellerin : elinin altında senin sahip olduğun
Köle ve cariyelik birlikte ele alınan kavramlardır.İslam geldiği dönemdeki kötülükleri -içki, muta nikahı vb.- gibi meselelerde olduğu gibi kademeli olarak kaldırma yoluna gitmiştir. Müslümanlar tamamen yasaklanana kadar içki içmiş, muta nikahı da yapmıştır.Bu nedenle kuran da içkinin faydaları da olduğundan bahsedilmektedir.Fakat son aşamada tamamen yasaklama yoluna gidilmiştir.
Kölelelik/cariyelik de o günün bir gerçeği olduğu için bunu düzenleyici ve islah edici ,zamanla da tamamen ortadan kaldırıcı yasaklar getirmiştir.En sonun da Muhammed :4 ayetiyle köleliğin ve cariyeliğin önü tamamen kapatılmıştır.İslam köleliği kesin olarak kaldırmıştır.Peygamberin bedir esirlerine yaptığı uygulama da, fidye karşılığı serbest bırakma ve okuma yazma öğretenlerin serbest bırakılması şeklindedir.
Cariyelerin serbestçe sex gayesiyle kullanılamayacağının bir başka delili de Nur:58'deki izin isteyerek odaya girme mevzusudur.Madem her şey serbest ,neden çıplak şekilde görünebileceğimiz vakitte odalarımıza girmesi engelleniyor.
İslamın ilk dönemlerde yapılan evliliklerde hür veya köle bir bayan muhakkak nikâh akdiyle alınırdı. Hür bayanların kendi başlarına nikâhı onaylama hakkı vardı. Köle bayanların buna ek olarak Ehillerinin yani Anne Baba kardeş gibi yakınlarının da nikah için onayı şarttı. Bu şekilde bir şart köle bayanlara baskıyla nikaha evet dedirtmemek içindir.Ayrıca cariye ile evlenildiğinde cariye hür statüsüne geçiyordu.
Geleneksel mezheplerin bu konudaki bir takım fetvaları, ( İbni Abidin:Bir kimsenin bin tane cariyesi olsa, bin birincisini almaya karısı karşı çıksa ,bu kadın Allah!ın emrine karşı geldiği için kafir olur. ) kuranın ruhuna aykırıdır.Kuranın tavsiyesi yukarıda belirtilmiştir.